21 Temmuz 2015 Salı

Çocuk Eğitimi

Özellikle son yıllarda çocuk eğitimi konusunda oldukça fazla değişim oldu.
Aşırı şiddetle terbiyeye yönelen örneklerden tutun da çocuğun tamamen özgür bırakıldığı örneklere kadar bir çok farklı eğitim düşüncesi ortalıkta dolaşıyor. 
Bu kadar uç örnekler arasında gidip gelen bilinçsiz kişiler ise çevreden duyduğunu baz alarak çocuk yetiştiriyor. Bu durum sizin çocuğunuz dahil, tüm toplumu etkileyen bir hal alıyor.
Çocukla ilgili bir karar verdiğimizde, ’Acaba doğru mu yapıyorum?’ sorusunun cevabı yıllar sonra gelebiliyor. Bu yüzden kendi kurallarımızı oluşturup ,kendimizi şimdiki zamanda değerlendirmek oldukça önemli hale geliyor.

Zor olan şu ki;çocuğu olan olmayan herkes,çocuk eğitimi konusunda fikir üretiyor,tavsiyede bulunuyor.Hatta ve hatta çoğu kişi kendi doğrusunu en doğru biliyor.Bu durum çoğu anne-baba’nın çocuk eğitimiyle ilgili eksiklerini kabul edip gelişmesine engel oluyor.

Bir konuda gelişmeye başlamanın ilk adımı,o konuda yetersiz olduğunu kabul etmektir.
Çocuk eğitimi ile ilgili gelişmeye ihtiyaç duyup duymayacağınızı sorgulamanız için ,kendinize sormak üzere 5 soru belirledik. Bu soruları baz alarak kendimizi sorgulayalım.

Kendimizi sorgulamak üzere 5 soru;

Birinci Soru; Çocuğunuza karşı davranışlarınız konusunda emin misiniz?

İkinci Soru; Çocuğunuzun şu anki gösterdiği tüm davranışları, tüm çocuklar yapsın mı diye sorsam.
Cevabınız tereddütsüz EVET olabiliyor mu?

Üçüncü Soru; Çocuğunuz için hayal ettiğiniz insan modeline siz henüz ulaştınız mı?

Dördüncü Soru; Çocuğunuzu  yeterince tanıdığınızı ,onun potansiyelini tam anlamıyla fark ettiğinizi düşünüyor musunuz?

Beşinci Soru; Çocuğunuzla ilgili hedeflerinizin yüzde yüz doğru olduğundan emin misiniz?
Bu soruları kesin bir Evet ile cevaplayamıyorsak eksiklerimiz var demektir.
Diyelim ki kendimizde bu konularla ilgili bilgi eksikliği ve davranış yanlışlığı olduğunu düşündük. Kendimizi geliştirmeye karar verdik. İlk aşamada ön hazırlık yapmamız gerekir.

ÖN HAZIRLIK ZAMANI
İyi çocuk yetiştirmeye ve kendinizi bu konuda geliştirmeye  karar verdiyseniz öncelikle temeli iyi atmamız gerekiyor. Temel sağlam olursa üst katlara doğru güvenle çıkabiliriz.
Temel harcına 3 malzeme katmamız gerekir. Bu malzemeler sonraki yapacaklarımızı belirleyecektir.

Malzeme 1 ; Çocuğumun özellikleri
Burada önemli olan kısım çocuğunuzu yeterince tanıyıp tanımadığınızdır. Her aile ve her çocuğa uygun bir reçete asla yoktur. Çocuğun hangi potansiyele sahip olduğunu bilmek, hem doğru hedef, hem de doğru yöntem geliştirmenin ön koşuludur.

Malzeme 2 ; Hedefimiz
Yetiştirdiğiniz çocuğun 40 yaşındaki halini bir düşünün. Nasıl bir kişilik,nasıl bir karakterde olması sizi mutlu eder.Burada sizi mutlu etmesi dışında asıl sorumuz hangi durumda ‘iyi’ ye hizmet eder?’olmalıdır.
Örneğin; bir makine üretimi yaparcasına sadece maddi hedef ve ölçülerle çocuk yetiştirme yoluna girmişsek,hedef belirleme’yi başarılı şekilde yapamamışız demektir.

Malzeme 3; Belirlediğimiz hedefler  ve bu özellikteki bir çocuk için en iyi yöntem ve yönlendirmelerin ne olduğu
Sıra geldi çocuğun özellikleri ve hedeflerin belirlenmesi sonrası yapılacakların düşünülmesine. Burada devreye psikoloji girer. Yani çocuğun potansiyelinin en iyi ortaya konmasını sağlayacak bilgiler bizim işimizi kolaylaştırır.
Kısacası;
Çocuk eğitimi konusunda hazırlık aşamasında 3 malzemeye ihtiyaç duyarız.Çocuğun özellikleri ve potansiyeli,çocukla ilgili hedeflerimiz,elimizdeki örneğe en uyumlu yöntemler…

Mutlu Yaşam Anahtarları; Erdemler



İtinalı Yaşam Herkesin Hakkı
Yaşam zordur. Yaşamı kolaylaştıran, her davranışımızı değerlendirmemizi sağlayacak ölçü aletlerimizin olup olmadığıdır.

Gerçek Altın,Sahte Altın
Bir altının gerçek altın olup olmadığını; bir kişi ısırarak, diğeri görerek, bir başkası o maddeye yıpratacak şekilde müdahalelerde bulunarak anlamaya çalışır.
Oysa gerçek altını ayırt etmek için yüzyıllardır denenmiş, kesin sonuç veren bir yöntem vardır. Bu yöntemde altın mihenk taşına sürtülür ve altının taşta bıraktığı iz değerlendirilir.
İşte yaşamda doğru kararlar vermek ve hayatta bizim için flu ya da karanlık görünen şeylerin asıl rengini anlamak ,mihenk taşı olarak kabul edeceğimiz doğrularımızın olup olmamasına bağlıdır.
Kendi mihenk taşımızı belirlemek için öncelikle bu duruma hazır olmamız gerekir.
Hazır olmamızdan kasıt;doğru davranışlarda bulunmanın gerekliliğine aklen ve kalben inanmak ,ayrıca bu doğrulara uyarak yaşamanın zorluklarına katlanabilir motivasyona sahip olmaktır.

Her taş mihenk taşı değildir.
İnsanın davranışlarını etkileyen faktörler farklı kişilerce farklı şekilde açıklanmıştır.
Örneğin Sigmund Freud insanın davranışa etki eden yapısını id,ego,süper ego olarak açıklamış ve kişinin haz ve isteklerini kapsayan yönünü id,toplumsal etki ve vicdan yönünü süperego,kişinin iradeli ve diğer iki yönünü kontrol eden yönünü ise ego olarak tanımlamıştır.
Tasavvuf ise kişinin isteklerini nefs,manevi yönünü ruh,bu ikisi arasında denge kuracak bölümlerini ise aklı ve kalp şeklinde ortaya koyar.
İnsan neyin etkisinde olduğunu fark etmelidir.Mantıklı olduğunu düşündüğü fikir aslında isteklerin boyunduruğunda gelişmiş olabilir.
Yine doğru bilgi sandığı şeyler toplumun ne diyeceği üzerinden düşünülmüş olabilir.Bu aşama bir ayrıntı gibi görünse de ,insanın davranışlarını baştan sona etkileyecek önemli faktörlerdir.

Erdemler temel ölçü olmalı
Her düşünce, her davranış erdemlere göre sorgulanabilir.
Erdemler altının değerini ortaya koyan mihenk taşları gibidir.





Temel erdemler; Bilgelik, Adalet, Ölçülülük, Cesaret…
Mihenk taşımızı yapılandırırken kullanacağımız bir çok erdem bulunmakla birlikte,
Platon dan günümüze temel erdemler yukarıdaki gibi bilgelik,adalet,ölçülülük,cesaret olarak aktarılmıştır.
Platon’un öğrencisi Aritotales’in de bu temel üzerinde inşa ettiği temel düşünceler şu şekildedir.
Kişi bu 4 temel erdemde orta yolu bulmalıdır.
Aristo’nun felsefesine göre bir yapılandırma yapılacaksa; iki uç nokta belirlenir ve orta nokta hedeflenir.Buna göre;

Bilgelik;Gereksiz bilgilerle uğraşmak ile bilgi üzerine hiçbir çalışma yapmamak arasında orta nokta
Adalet;  Kendi hakkını yedirmek ile Başkasının hakkını yemek arasında orta nokta
Ölçülülük; Tüm hazlardan feragat etmek ve Haz için yaşamak arasında orta nokta
Cesaret; Korkaklık ve Başına buyruk olmak arasında orta nokta

Yaşamımızdaki her düşünceyi ve her davranışı bu erdemler çerçevesinde belirlersek yaşamımızın altın kalitesinde devam etmesini sağlayabilir hatta Aristo’ya göre mutluluğa erişebiliriz.
İşte bu şekilde  ‘mihenk taşı –altın’ ilişkisi ile ‘erdemler-iyi yaşam’ ilişkisini benzer ilişkiler olarak tanımlayabiliriz.
Yukarıdaki bahsettiğimiz erdemlerle birlikte,mihenk taşımıza ekleyebileceğimiz birçok erdem vardır.
Bu erdemler ışığında davranış ve düşünceleriniz konusunda doğru kararlar verebiliriz. Çünkü İNSAN, en az altının gördüğü muameleyi hak edecek kadar DEĞERLİDİR.Bu değerin ortaya çıkmasını sağlayan ERDEMLERdir.

İtinalı yaşam için mihenk taşınızı iyi oluşturun,bu aşamadan sonra karşılaştığınız engeller bile ulvi bir amaç için yaşadığınız gerçeğini değiştirmeyecektir.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Evlilik ve Eş Seçimi


     
Evlilik ;başlıbaşına zengin,başlıbaşına bir yaşayış biçimi...Evlilik 'ÇOĞU' kişinin bindik bir alamete,gidiyoruz kıyamete tadında katıldığı yolculuk biçimi... Hatta bazen evlilik ,insanların sürüye uyma potansiyelini yansıtma mekanı...

Öyle ki sokakta yürüyen insanları çevirip evlilere 'neden evlendiniz?' diye;bekarlara 'neden evlenmek istersiniz?' diye sorulacak olursa ,alınan cevaplar genellikle- daha önce hiç düşünülmediği için - tatmin edici olmayacak,laf aramızda saçma ifadeler birbirini kovalayacaktır.

Açık konuşalım.Evlilik öyle iki paragrafa anlatılacak ,tavsiyeler düzülüp bitirilecek bir mefhum da
değildir.Biz bir adım atalım ki gerisi gelir diyoruz.O ilk adım ne olmalı diye de sorgulamıyor da değiliz hani.
-Konumuz ne ola ?
Evlilik ne işe yarar?
 -olabilir.
Neden evlenilmeli ?
 -olabilir.
Evlilik yaparken nelere dikkat edilmelidir?
 -olabilir.

Her cevap ihtiyaçtan doğuyor beyler bayanlar,elemek ayıp olur. Ancak ve ancak ertelemek olabilir bazı cevapları.Benim şu an ki seçimim, en belirgin şekilde ve en kısa yazıya dökebileceğim soruya cevap vermektir.


  
Konumuz; Evlilik yaparken nelere dikkat edilmeli,neye göre eş seçmeliyiz? 

Evlilikte yıllarca birbirinden çok farklı ortamlarda yetişmiş iki insan,hayatta edindiği tüm
gözlüklerini bir potada eritmeye çalışır.Erimeyen kısımlar eriyen kısımlardan fazlaysa uyumsuz
evlilik,eriyen kısımlar erimeyenlerden fazlaysa uyumlu evlilik,erimeyen kısımlar farklı bir mercek haline getirilip aktif şekilde kullanılıyorsa zengin evlilik ortaya çıkar. Peki zengin bir evlilik yapmak
için hangi önşartlar sağlanmalıdır?


1)Kendi kimlik oluşumumuzun tamamlanması; 

Patates kızartacağız gençler.Yalnız zeytinyağı yerine olmamış zeytin atıyoruz tavaya,üstüne dilimlenmiş patatesleri döküyoruz.Sizce sonuç ne olur; yanmış patatesler,ezik büzük zeytinler,tavada kötü bir koku,lezzetsiz bir 'evlilik',
-PARDON ! evlilik nerden çıktı.
-Tabi ya ne farkı var ki ?
Kendi kişiliğiniz oturmadan,amaçlarınız netleşmeden,kendi sınırlarınızı, kimliğinizi tam olarak hayata yansıtmadan ,başkasıyla hayatı birleştirmek ;işte yukarıdaki gibi arkasında ezilmiş,kavgalarda gerilmiş ,lezzetsiz ve kaybedilmiş kötü kokulu yıllar bırakabilir.Karşınızdaki olgunlaşmış olsa bile !



2)Gelecek beklentileri;
Evlilik planladığınız kişiyle ileriki yaşamınızda nerede,ne için yaşıyor,hangi amaçlara ulaşmaya çalışıyor olduğunuz konusunda benzer yönlerinizin olması zengin evlilik için temel şartlardan biridir.İşte tam da burada eşlerin birinci maddeyi geçmiş olması yani kendi kimliğini kazanmış olması önemlidir.Diğer türlü sürprizlere açık olun. Tek amaç evlilikse ,zaten ayrıntılarda boğulmak işten bile değildir.Kişilerin kendi hayatlarının temel amaçlarını belirleyip,evliliği bu amaçlara hizmet eden bir araç haline getirmeleri gerekir. Cevap aranması gereken sorular kişilerin hayat amaçlarının
ne olduğu ve evliliğe yükledikleri anlamın ne olduğudur. Unutmayın ! bu şartın sağlanıp sağlanamadığına evlilikten sonra değil evlilik öncesinde karar verilmelidir.Zira insan kolay kolay değişmiyor ,kendimizden de bildiğimiz gibi :)

Evlendikten sonra bu konuların değişeceğini düşünmek ;kendinizi ;
-yanlış hissetmişim ,
-farkedememişim ,
-hata yapmışım ,
gibi kelimeleri bol bol tekrarlayacağınız günlere ,hatta yıllara teslim etmeniz demektir.
Hayat amacı dışında ,kişilerin birbirlerinin gelecek beklentilerini;nerede,nasıl ,hangi standartlarda yaşamak istedikleri yönünden de değerlendirmeleri gerekir.Aslında bu konular zaman içinde değişebilirliği olan ayrıntılardır.Ancak burada asıl amaç eşlerin özellikle takıntı yaptıkları bir konu olup olmadığının belirlenebilmesidir.Bu takıntı yapılan konular küçük şeyler gibi görünse de kişilerin bakış açısı farklılıkları nedeniyle büyük problemlere dönüşebilmektedir.



3)Sevgi ve cinsellik;
Açıkcası zengin bir evlilikte her saniye eşleri motive edecek olan iki baharat sevgi ve cinselliktir.Çokça insanın sorduğu ,merak ettiği şey ise sevginin ve cinsel istek durumunun nasıl
ölçüleceği,hangi seviyelerde olması gerektiğidir. Öyle ki bu iki şey bazı evliliklerde birinci amaç konumunda bile olabiliyor.Hal böyle olunca bu dengenin bozulması evliliğin bazen açık ,bazen gizli bitiş sebebi de olabiliyor.Bir saatte bir günde anlaşılamamakla birlikte bu konularda farkındalık kazanmak mümkündür.

Şimdi gelelim bu iki şeyin nasıl ölçüleceğine; Bir kişiye ,hayatınızı onunla geçirecek kadar sevgi duyup duymadığınızı anlamanız için ,o kişiye karşı duyduğunuz cinsel istek ve şehvetten arınmış olarak kendinizi tartmanız gerekir.Yani yoğun cinsel istek hissiyatında olmadığınızdan emin
olduğunuz süreçlerde verdiğiniz tepkiler,hissettiğiniz duygular,sizin o kişiye karşı saf sevgi duygunuzun seviyesini anlamanıza yardımcı olur.Bunun yanında sevgi sebepleri kesmen de olsa açıklanabilen bir duygudur.Dolayısıyle sevgi duyduğunuz kişiyi ,neden sevdiğinizle ilgili kendinize tatmin edici bir açıklama yapabiliyor olmalısınız.Bu tartma işlemi geçici duyguların etkisinde olup olmadığınızı farketmemize yardımcı olur. Bu evlilik planladığınız kişiye karşı cinsel istek duymayacağımız anlamına gelmiyor tabi ki,bir diğer baharat da cinselliktir demiştik hatırlarsanız.

Peki ,pek çok yerde ten uyumu kavramıyla da işlenen cinsel istek seviyenizi nasıl ölçebilirsiniz.Açıkcası bu sevgi ölçümünden daha da zordur.Eş olarak seçtiğiniz kişiyle ilgili aklınızda hiç bir soru işareti yokken ,kendinizi cinsel olarak yakın bulmuyor olabilirsiniz. Evlilikte tek amaç cinsellik olmasa da cinsellik ,evlilik ilişkisinin önemli bir yapıtaşıdır. Burada dikkat
edilecek olan iki şey -şehvet hissiyatında olduğumuz zaman ,yani bir başka kişiden saf şehvet yönünden etkilenebildiğimiz bir zaman diliminde ,eş olarak seçtiğimiz kişiden etkilenebiliyor muyuz? -hissettiğimiz istek aynı oranda devam ettiği taktirde bizim için uzun yıllar yeterli midir? Cevap hayır ise bu konuda tekrar düşünmek ,gerekirse yardım almak faydalı olabilir.Şehvet hissiyatını kimseye karşı yaşamıyorum derseniz.O zaman bu konuyu eş seçiminden ayrı bir şekilde
ele alıp çözümlemeye çalışmanız faydalı olacaktır.

Çok fazla ayrıntılarda boğulmadan eş seçimi tartınızın özelliklerini 3 temel madde de özetlemeye çalıştım.Ayrıntılarda boğulmak yerine bu ölçütleri temel alarak ölçümlerinizi yapmanız ,zihninizin berraklaşmasına yardımcı olacaktır.Anlamlı ve zengin bir evliliğe yelken açmanız dileğiyle...